Sağlık Bakanlığın resmi verilerine göre, kanalizasyon atıklarından kaynaklanan ve hastalık saçan koli basili bakterisi oranı komşu Alaplı ve Kocaali’de 3-4, megakent İstanbul’da bile 15 puan çıkarken Akçakoca’da 620’ye kadar ulaşması ile Akçakoca Kaymakamlığı, meteorolojik koşulları gerekçe göstererek üst üste denize girme yasağı getirmişti. Bu konuyu gündeme taşıyan Öncü Medya Grubunu hedef alan Akçakoca Belediye Başkanı Okan Yanmaz, kameralar karşısında kendi hatalarını örtmek için “Akçakoca düşmanlığı yapılıyor” algısı yaparak, esnaflar ile Öncü Medya Grubunu karşı karşıya getirmeye çalıştı.
Konu ile ilgili isyan bayrağını çeken Akçakocalılar, sosyal medya platformları üzerinden tepkilerini ortaya koymaya devam ediyor. Facebook’ta bulunan ‘Akçakoca Burada’ isimli gurupta paylaşım yapan Türkan Yaman isimli Akçakocalı sosyal medya kullanıcısı, yaptığı paylaşımda ilçenin eksikliklerinin söylemenin neden Belediye Başkanlığı karşıtlığı veya Akçakoca düşmanlığı olarak karşılandığını belirtti. Kale Plajında bulunan ücretsiz duş kabinin neden kaldırıldığını sorgulayan Yaman, paylaşımında şu ifadelere yer verdi:"
“Akçakoca’daki eksiklikleri söylemek, neden belediye başkanı karşıtlığı ya da Akçakoca düşmanlığı çığlıkları ile karşılanıyor? Şimdi kale koyunda denize girenler bilir, önceki yıllarda bir tane ücretsiz duş dışarıda, bir kaç tane de içeride sıcak suyu da akan ücretli duşlar vardı. Her nedense diyemeyeceğim; duyduğum kadarıyla nedeni gerçekten akıllara zarar bir gerekçe ile dışarıda ki ücretsiz duş uygunsuz bulunduğu için iptal ediliyor. Nasıl bir kafa denizden çıkıp, kumunu akıtıp güneşlenen insanları müstehcen görür? O zaman kimse denize girmesin, sokağa çıkmasın, her şeye kafası cinsel açıdan çalışan hasta ruhlular istiyor diye ölü taklidi yapalım.
Şimdiki durum; her denize giriş ve çıkışta duş alırsan ücret ödemek zorundasın. Ücretli kısımda da sular soğuk akıyor? “Neymiş avcılar ateş edip depoyu delmiş.” Bunun yalan olduğunu vatandaş dahil herkes biliyor, ama çalışan korkudan, vatandaş ise hesabını sonraya sakladığından dillendirmiyor.
Akçakoca’yı seviyorsanız, önce Akçakocalıya değer vermek zorundasınız. Önce onların isteğine değer verin ki; gönül rahatlığıyla eşini dostunu davet etsin burada ağırlasın. Dile getirdiğim durumu bizzat yaşadım ve Akçakocalı olarak misafirlerime onca övdüğüm mavi bayraklı, tertemiz, kumunu da konforunu da gösteremedim çünkü hiçbiri yoktu.
Yerel seçimlerde particiliğe karşı biri olarak, genelde oy vermediğim partilere de sırf adayı beğendiğim için oy verdiğim gibi, adayını beğenmediğim kendi partime de oy vermediğim oldu. Çünkü esas olan hizmettir, aslında genelde de durum aynı olmalı. Biz hizmete talip olan kişilere maaş karşılığı işlerimizi yapmaları için belli süre için vekalet veriyoruz.
Seçiyoruz; ama sonra koltuğa oturttuğumuz kişinin önünde el pençe divan durup ağırlığımızı unutup “başkanım - başkanım” diye pervane olursak o da “ben ne oldum böyle “diye sadece vekilimiz olduğunu unutup kendisini tanrılaştırır. Aslında gerçekleri dile getirmeyen, getirilmesini engelleyen kişiler, seçilen şahsı kendi çıkarları için çevresindeki gerçeklerden uzaklaştırarak,ona en büyük kötülüğü yapıyorlar.
Sonuç olarak biz, bizim adımıza elini taşın altına koyan kişiye fedakarlığı ve hizmeti için sadece maaş vermekle kalmayıp, takdir edip saygı da göstereceğiz. Seçtiğimiz kişi de diğer adayların arasından ona güvenip, onu yetkilendiren kişilere minnet duymakla kalmayıp o da saygı gösterecek. Yoksa halk deyişi ile; “bir kendime yer edem, dur ben sana ne edem” mantığıyla hareket edenler geldikleri gibi giderler!
Akçakoca’yı çok seviyorum… Başkanla bir sorunum yok, anlattıklarım herkesi rahatsız eden konulardan sadece ikisi. 1. Kale plajının sorunları 2.Eleştiriye açık olmama… Ana caddelerin Suriye sokaklarına dönmesi ise turizm - turizm diye ortalığı birbirine katanların her nedense kör baktığı apayrı bir gündem”
HABER: Savaş ARI